-
1 settle an account
hesabi ödemek -
2 square up
hesabi ödemek -
3 foot the bill
hesabı ödemek, parasını vermek* * *(to be the person who pays the bill.) hesabı ödemek -
4 уплачивать
ödemek; parasını vermek* * *несов.; сов. - уплати́тьödemek; parasını vermekуплати́ть по счёту — hesabı ödemek
уплати́ть носи́льщику — hamal parasını vermek
-
5 i'd like to pay
hesabı ödemek istiyorum. -
6 settle an account
hesabı ödemek, hesaplaşmak -
7 square an account
hesabı ödemek, hesaplaşmak -
8 i'd like to pay
hesabı ödemek istiyorum. -
9 settle an account
hesabı ödemek, hesaplaşmak -
10 square an account
hesabı ödemek, hesaplaşmak -
11 régler
-
12 settle
n. tahta kanape, bank, sıra————————v. konmak, tünemek, çökelmek, yerleşmek, çökmek, oturmak, ayak uydurmak, adapte olmak, uyum sağlamak, hafiflemek, yatışmak, durulmak, berraklaşmak, bastırmak, dibe oturmak, karar vermek, karar kılmak, yetinmek, yerleştirmek, yerine getirmek, süzmek, yatıştırmak, belirlemek, kararlaştırmak, anlaşmak, ödemek, bağlamak (nafaka), ömür boyu hak vermek* * *yerleş* * *['setl]1) (to place in a position of rest or comfort: I settled myself in the armchair.) yerleşmek2) (to come to rest: Dust had settled on the books.) konmak, yerleşmek3) (to soothe: I gave him a pill to settle his nerves.) yatıştırmak4) (to go and live: Many Scots settled in New Zealand.) gidip yerleşmek5) (to reach a decision or agreement: Have you settled with the builders when they are to start work?; The dispute between management and employees is still not settled.) anlaşmaya varmak6) (to pay (a bill).) (hesabı) ödemek•- settler
- settle down
- settle in
- settle on
- settle up -
13 settle up
hesaplaşmak, hesap görmek* * *(to pay (a bill): He asked the waiter for the bill, and settled up.) hesabı ödemek -
14 settle for
razı olmak, kabul etmek, kabullenmek, hesabı ödemek* * *razı ol -
15 pay the bill
v. hesabı ödemek -
16 pay the check
v. hesabı ödemek -
17 pay the bill
v. hesabı ödemek -
18 pay the check
v. hesabı ödemek -
19 Zeche
Zeche1 f <-; -n> Bergbau maden ocağıZeche2 f <-; -n> içki masrafı;fig die Zeche bezahlen müssen hesabı ödemek zorunda olmak/kalmak -
20 foot
ayak; bir seyin asagi kismi, alt, dip, etek; ayak, 30.48 cm.'lik uzunluk ölçüsü,(hesabi) ödemek
- 1
- 2
См. также в других словарях:
hesabı temizlemek — borcunu ödemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
Going Dutch — is a term that indicates that each person participating in a group activity pays for himself or herself, rather than any one person paying for anyone else, particularly in a restaurant bill. It is also called Dutch date and Dutch Treat. There are … Wikipedia
